Eskişehir'in Tarihi Odunpazarı Evleri

Hafta sonu boş durulmadı sevgili ile birlikte Eskişehir Odunpazarı Evleri gezildi.Kendisi yaklaşık 1 aydır Odunpazarı evlerinin piri olup her yeri gezip gördüğünden bugün de bana hem tur rehberliği hem de fotoğrafçılık yaptı sağ olsun.O da benim gibi araştırma ve öğrenme meraklısı olduğu için hem evlerle hem çevre halkı ile ilgili tüm hikayeleri ve olayları öğrenmişti böylece turumuz çok eğlendirici ve bilgilendirici geçti.  Herkesin gidip görmesini tavsiye ederim.Günün nasıl geçtiğini anlamadık bile...

Aslında öncelikle her yeri gezdik sonrasında 2.turu attık ve fotoğraf çekmeye başladık.Çok fazla fotoğraf olduğu için sizlere aralarından seçip kısa ve öz bir Odunpazarı Turu yaşatmaya çalışacağım.

İlk durağımız Atlıhan El Sanatları Çarşısıydı

Atlıhan El sanatları Çarşısı 2 kattan oluşan ve ortasında geniş bir avlusu olan bir yapı.Çarşıda Lületaşı,cam sanatları,gümüş ve çeşitli el sanatlarına ait dükkanlar var.

Bu dükkanlar arasında en önemlisi dünyada neredeyse tamamının Eskişehir'den çıkartıldığı Lületaşından eşyalar satan dükkanlar.Çinlilerin taklit edemeyeceği tek ürün adlandırılan Lületaşı'nın beyaz zerafetinin lületaşı ustalarının hayal gücü ile buluşmasının sonucu ortaya çıkan binbir çeşit ürünü Atlıhan'da bulmanız mümkün.1999 yılında lületaşının işlenmesi için 10.000 kişi çalışırken bugün bu oldukça sabır ve tecrübe gerektiren işi yapan maalesef yalnızca 10 kişi kalmış.Dünya üzerinde eşi benzeri olmayan böyle bir malzemenin kıymeti bilinmezse ilerleyen yıllarda lületaşı aksesuarları aynen tekstil ürünlerinde olduğu gibi malzemeyi ihraç ettikten sonra başka ülkelerin markalarından satın almaya başlayacağız.

Rengarenk taşlı bu tesbihler çok hoşuma gitti.Hepsi de doğal taşlardan yapılmış.Fiyatları ise 10-20 TL civarında.

Aynı zamanda çarşıda çeşitli magnet,lamba,nazar boncuğu gibi hatıra eşyalar bulabileceğiniz dükkanlarda vardı.

Bu kara ağaçtan nazarlıklardan bir tane kendime aldım.Nazarlığı nerede diye soracak olursanız nazarlık bu ağaçtan testilerin kendisi.Bu nazarlıkları dükkan sahibinin dedesi yapıyormuş.Bundan yıllar önce bir hafız kendisine kara ağaç vermiş ve bunu kullan işle seni korur demiş.O günden beri karağaçtan oymalar yapmış dedemiz.Kendisine testi ile gelen karağaçtan kara ağaç nazarlıklar yapmış.Bu hikayeyi dükkanın sahibi torun kendisi anlattı .İnternetten biraz araştırınca gördüm ki kara ağacın nazardan koruduğuna dair bir inanış gerçekten varmış ve hatta ismini bu ağaçtan alan Karaağaç köyünde bu ağaçların kesilmesine izin verilmezmiş.

Burası da yine çarşının içindeki cam sanatları atölyesi.Gerçekten çok güzel cam eşyalarla dolu ve herbir parça dükkanın içerisindeki küçük atölye tesgahında gözlerinizin önünde yapılıyor...

Bu da camdan bir bambu ağacı.Bunu genellikle toprakla dolu saksıların içine koyarak kullanıyorlarmış...

Odunpazarı'nın eski halini gösteren eski bir fotoğraf...

Çarşıdan çıktıktan sonra etrafta biraz dolaştık.Hani sizlere hikayelerden bahsetmiştim ya ...Bu evin hikayesi de şöyle ; aşağıdaki eve dikkatli bakarsanız üst kattaki balkondan evin 2'ye bölündüğünü görebilirsiniz...Bu evde aksi mi aksi ,inatçı mı inatçı yaşlı iki amca oturuyor.Kardeş olan bu yaşlı amcalarımız yıllardır birbirleriyle küsler ve bir duvarla evi ortadan ikiye ayırmışlar.Aşağıda oturan teyze sağ taraftaki evin hanımı.İki amca da zaman zaman aşağıdaki banka oturur ama asla birbirleriyle konuşmazlarmış...

İnsanın bu evlerde oturası ,burada yaşayası geliyor. O zaman size evlerin kiraları ile kısa bir bilgi vereyim.Aşağıdaki beyaz ev mesela.Bu evde şu anda oturan birileri var ancak evin kirası 250 TL imiş.Ne kadar ucuz değil mi??

 Sokak aralarında da farklı çarşılar var tabi ki...Annem bu narlara bayılıyor.Dükkan açık olsa idi alacaktım ama sanırım pazar olduğu için açmamışlardı...

Meydadaki çay bahçesinin yanındaki bu çadırda üç tane teyze gözleme açıyordu.Fotoğraflarken biraz utandıkları için uzaktan tek bir kare alabildik :))

Meydanda OKEP (Odunpazarı Belediyesi Kadın El Sanatları Pazarı ) tezgahlarında birçok kadın kendi el emekleri ürünleri ya da değişik ürünleri satarak kendi gelirlerini kazanıyorlar.Böyle bir oluşum da oldukça güzel düşünülmüş.

Buranın en güzel tarafı kiminle konuşsanız size yeni bir hikaye anlatmaları ...Esnaf da insanlar da oldukça sıcak ve konuşkan...Tezgahlarda kiminle konuşsanız en az 10 dakikanızı tezgah başında geçiriyorsunuz çünkü sohbet uzayıp gidiyor :))

Bu tezgahta çeşitli amaçlarla kullanılan taşlar vardı.Kasedon taşından ve opal taşlarından aldık.Kalsedon taşı negatif enerjiyi alıyor,tansiyonu dengeliyor ,nazardan koruyor ,stresi ve baş ağrısını azaltıyormuş.Deneyelim dedik.Hatta tezgahtaki bayan alın götürün geçirmezse haftaya geri getirin dedi iddialı yani :))

Agat taşı huzur ve mutluluk veriyor ,opal ise enerjiyi dengeliyormuş

Tabi evlerde çok ama çok güzeldi...Her biri gerçek bir tarihi eser ...

Bazı sokaklardaki evlerin restorasyonu halen devam ediyordu.

Sokaklarda ücretsiz olarak gezebileceğiniz fotoğraf evleri de var.Bu fotoğraf evlerinde Odunpazarı'nın ve Eskişehir'in tarihi fotoğraflarını bulabilirsiniz.Gördüğünüz her yere girmelisiniz...Her evde ayrı bir tarih ayrı bir hikaye var...

Bu çeşme 1800 'lü yıllarda yapılmış.Önce akmadığını düşündük ama halen buz gibi suyuyla insanları serinletmeye devam ediyor.38 derece olan havada bu çeşme bizi oldukça mutlu etti.

 Burası da ara sokaklardan birindeki bir cam atölyesi.Masadaki örümceği henüz bitirmiş ve biz gittiğimizde ikincisini yapıyordu...

 Yemek yemek isterseniz sizlere Kasr-ı Nur'u tavsiye edebilirim.Diğer yerlere göre daha ferah ve huzurlu .Çok fazla kalabalık olmuyor.Bakır ayran testileri ,masalarda tülbentten masa örtüleri ve çalan müziklerle keyifle saatlerce oturup dinlenebilirsiniz.

Bakırlar içinde gelen gözlememiz ve fesleğenli ayranımız da oldukça lezzetliydi.Neyse gezip gördüklerimi anlattım yediklerim de bana kalsın :))

Bizim haftasonumuzdan şimdilik bu kadar.Daha fazlası için gidip görmenizi tavsiye ederim.Eee herşeyi de ben anlatmayayım değil mi??